7 Temmuz 2010 Çarşamba

BİZ

ya bi yere gidiyoz rızayla bazı haftasonları.
orda cok tatlı bir adamla karsılasıyoruz, ama tatlı dedigim flortluk manasındaki "seksi/yakısıklı/cekici" tatlısı degil.
hani fırata nasıl tatlı diyoruz (ugur gursoy'un fırat), oyle tatlı bu adam. yani safca tatlı, o "tatlı"nın altında aslında biraz da acıma var. neyse...
bu adam kendinden bahsederken "bizim annemiz bizi çok sevmedi" "98 senesinde istanbul'a gelmişiz", gibi surekli BİZ BİZ diyip duruyor.
"pardon, siz kim? "demeye kalmadan "biz X universitesinde ders veriyoruz" diyince aslında sadece kendinden bahsettigini farkettik ve o gunden beri guluyoruz rizayla. ama dalga decme gulmesi degil, kedinin bi hareketine guldugumuz gibi guluyoruz.
boyle bir "fenomen" var, daha once de karsılastınız muhtemelen ama hic farketmediniz BİZ derken aslında "kendilerinden" bahsettiklerini.
esas sorum neden?. "ben" desene arkadas kendine. geldim, gittim, yaptım, gordum. ben guzel bir yemek yedim, iyi bir başlangıc mesela.
acaba yanında hayali arkaasları mı oluyo yanlarında?
neyse ama tatlılar iste.

1 yorum:

  1. oha çok iyiymiş kızım bu olayın dedikodusunu alalım sizden.

    ASAP.

    Ty.

    YanıtlaSil

İzleyiciler