15 Şubat 2010 Pazartesi

paşaportante

paşalar gibi pasaportumu uzattırmaya gittim bu sabah.
8 de kalktim huzursuz bi sekilde.
herkese olan bir sey, bana olunca dunya yerinden oynuyor tabii :)
bu kadar erken kalkmışken adam gibi bi iş yapiim diyip tarlabası emniyet mudurlugune gittim.
onceden ortakoyde gidip babayi aldigim icin bunda erken gidip insan gibi hallederim sandim.
08.30 da KUYRUK vardi ve ben 17. sira numarasini aldim.
saaat 08.00 idi. sıra bana geldiginde saat 11.00 idi.
simdi; buradaki hata kimin?
yukari işlemim için ciktigimda farkettim.
onlarin normal bi iş gunu o.
umurlarinda da degil kac kisinin işi hallolmus, kac kişi işe yetismeliymis vs.
birinin işlemi bitince çay sigara icmeye cikanlar, sohbete dalanlar vs.
sinirlendim. ama su siralar aglamak disinda herhangi bir duygumu yasayamadigim icin sustum.
halloldu işim.
ilginc olan, asagida koltukta "hayat nasi geciyor lan, bi mutlu, bi mutsuz, olunceye kadar bu git-gelleri mi yasicaz, zaman gecmiyor" diye dusunurken resmen boş boş onlarca sacmma sapan insanla TV seyrettim. (Emniyet beklerken halk sıkılmasın diye TV koymuş, LCD, NTV haberlerini izledim) 3 saat TV izledim. sabah haberlerini izlemeyeli sanirim 10 sene falan olmus. ve dedim ki sonunda, işte hayat boyle geciyor. "nolucak lan, nasi gecicek" derken geçmiş bulundu zaten.
ilginc degil mi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler