23 Şubat 2010 Salı

kucukken

bi kere annem ve abimle alsancaktayken annemleri kaybetmistim. sonra cok tatlı yanında bi kızı olan, bi de bebek arabası iten bi kadının pesinden gitmeye baslamıstım "aa bunlar yeni ailem olsun" diyerek. abimin beni cagıran sesiyle irkilmistim. öffff gene mi bu yaaaa diye dusundugumu hatırlıyorum. ya bulamasaydı beni ve kadına ben artık sizin cocugunuz olucam deseydim de, kadının şokunu gorseydim. mutsuz bi cocuk degildim de, neden oyle yaptım hala merak ediyorum.

6 yasındayken yorganın kıvrımlarından nefret eder ve korkarken orada hep hayvanat bahcesi oldugunu dusunurdum. yılanlar, aslanlar ve kaplanlar var sanardım ve hic bakmazdım icine.

her gece istisnasiz boynuma kadar yorganı ceker (kollar icerde) uyurdum. maksat siyah fotr sapkalı ve siyah "redingotlu" adamlar beni almaya geldiginde "benim basımdan asagisi yok zaten beni almayın" diyebilmekti.

ilk kez batmani izledikten sonra (jack nicholson'ın joker oldugu) abimin joker stickerinden odum kopar ve anneme her gun ise gitmeden "resimler canlanır mı?" sorgusuna maruz bırakırdım.

5 yas civarı istisnasiz her sabah annem ise giderken aglardım, sonra camdan bakardım, karsıdan karsıya gecince el sallama kuralı koymustum, hep de sallardı. simdi biri bana boyle yapsa heralde ben de aglar ise falan gidemem gibi geliyor.

babamın beni ne kadar seviosun sorusuna "dunyadaki butun demir yolları kadar" derdim. hala "sonsuz kadar, evren kadar, yıldızlar kadar" diyemem, cunku benim icin bi anlam ifade etmiyorlar. beynimin o kısmı hic gelismedi, gelismeye de niyeti yok heralde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler