basliktaki kelime benim. mary and max'teki max'e özenip ben de kelime uydurdum.
Ben bunu bir yerlere gonderip got olmicam gerci.
ozellikle yigit yakindan bilir, ben gencken, yani henuz lisedeyken, yani 25 yasina gelip 30'a 5 yil yaklasmamisken, cok sevdigim bir gruptu Matchbox 20. Hala severim keratalari ama hafif bos gelmeye basladilar acikcasi. ya rabbim Rob Thomas'in, kısa boylu güdük erkek psikolojisi ile Sebnem Ferah "tarzı" kalin tabanli spor ayakkabimsilari giyip, dapdaracik deri pantolonu ile muhtesem poposunu sallayarak dans ettigi klibinde epey sogudugumu, icimdeki atesin sondugunu net hatirliyorum. Adamin sesi bence hala muhtesem, cok az insani dinlerken tuylerim diken diken oluyor, e cok da yakisikli, herifi maymun ettiler grubundan ayirip pop single'i cikartarak.
Neyse, bugun shuffle eden itunes'umda Downfall sarkisina rastlayip "ulan bunun canlisi nasildir" dedim, cunku orijinalinde kilise sarkicilari (!) var.
Buldum, dinledim kulakligimla, canli performans olmasina ragmen basinin her bir notasi icimde tinladi diyebilirim, iş yerinde kulagimda kulaklikla keyiflendim.
İnsan boyle bir enerji icerisindeyken seyirci vs, nasil normal hayatina devam eder ki.
yarabbim, bu nasil bir tatmindir? Bu nasil bir ortamdir.
sarki muhtesem degil, sozleri Rob'a ait oldugu icin benim icin yeterli guzellikle ama dinlenilebilir.
Yigit'cim, benim yuzumden aldigin Matchbox20 cd'lerinin hatrina bunu da dinlersin artik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder